Bu makale, kriz zamanlarında markaların nasıl sorumlu davranabileceğine dair önemli dersler sunuyor. Özellikle pazarlama alanında çalışanlar için bu bilgiler, kriz yönetimi ve topluluk ilişkileri konusunda değerli içgörüler sağlayabilir. Makale, bir iş yeri sahibinin topluluğuna nasıl yardım ettiğini ve markaların kriz anlarında nasıl benzer bir yaklaşım benimseyebileceğini anlatıyor.
Öncelikle, topluluğunuzu önemseyin. Kriz anlarında, kendi işinizi korumanız önemlidir, ancak topluluğunuzun ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmalısınız. Örneğin, makalede bahsedilen Charla Schlueter, müşterilerine kaybettikleri Magic kartlarını ücretsiz olarak sağladı. Bu, topluluğun bir arada kalmasına yardımcı oldu.
İkinci olarak, elinizdeki kaynakları kullanın. Schlueter, tedarikçisinin dikkatini çekerek topluluğunun ihtiyaçlarına daha geniş bir farkındalık getirdi. Sizin işinizin de farklı kaynakları olabilir. Örneğin, yerel restoranlar mutfaklarını ücretsiz yemek sağlamak için kullandı.
Üçüncü olarak, harcamalarınız da bir kaynak olabilir. Yerel çiftçilerden malzeme satın alarak, krizden etkilenen küçük işletmelere destek olabilirsiniz.
Dördüncü olarak, her şeyi düzeltmek zorunda değilsiniz. Yapabileceğiniz bir alan bulun ve ona odaklanın. Örneğin, yerel bir çizgi roman dükkanı, çocuk kitapları ve çizgi romanlarda indirim yaparak çocukların vakit geçirmesine yardımcı oldu.
Son olarak, bunu bir kampanya gibi ele almayın. Yardımlarınızı sessizce yapın; topluluk bunu hatırlayacaktır.
Bu makale, pazarlama profesyonellerine kriz zamanlarında topluluklarına nasıl daha iyi hizmet edebilecekleri konusunda pratik ve ilham verici öneriler sunuyor.
Kaynak: https://blog.hubspot.com/marketing/how-brands-can-act-responsibly-during-a-crisis