Meta, Snapchat ve TikTok, intihar ve kendine zarar verme ile ilgili içerikleri tespit etmek ve kaldırmak amacıyla yeni bir girişim olan “Thrive” üzerinde iş birliği yapıyor. Bu girişim, risk altındaki kullanıcıların bu tür içeriklere maruz kalmasını azaltmayı hedefliyor. Thrive, Mental Health Coalition tarafından denetlenecek ve üç platform, endişe verici içeriklerle ilgili verileri paylaşarak daha geniş çapta ve hızlı bir şekilde müdahale edilmesini sağlayacak.
Meta’nın açıklamasına göre, Thrive aracılığıyla katılımcı teknoloji şirketleri, intihar veya kendine zarar verme içerikleri hakkında sinyaller paylaşabilecek ve diğer şirketler de benzer içeriklerin kendi platformlarında paylaşılıp paylaşılmadığını araştırıp harekete geçebilecek. Meta, Thrive’ın teknik altyapısını sağlıyor ve bu teknoloji, Tech Coalition’ın Lantern programında da kullanılıyor.
Üç uygulama da kullanıcıların ruh sağlığı konularını tartışmasına izin veriyor, ancak grafik görüntülerin ve intihar veya kendine zarar vermeyi teşvik edebilecek materyallerin dağıtımı konusunda kesin kurallar var. Thrive programı, bu tür içeriklerin tespit edilip daha hızlı bir şekilde kaldırılmasını sağlayacak.
Meta, paylaşılan verilerin yalnızca içeriği tanımlayacağını ve hesaplar veya bireyler hakkında tanımlayıcı bilgi içermeyeceğini belirtiyor. Bu, materyalin daha hızlı kaldırılmasını sağlarken, her uygulamanın veri tabanlarını ve uygulama programlarını geliştirmeye de yardımcı olacak.
Bu tür platformlar arası iş birliği, yanıt verme çabalarını büyük ölçüde iyileştirebilir ve üç şirketin kullanıcıları daha iyi korumak için çabalarını genişletmesi olumlu bir gelişme. Artan sosyal medya kullanımı, gençlerde depresyon ve kendine zarar verme oranlarının artmasıyla ilişkilendirilmiştir. Bu nedenle, platformların kullanıcıları güvende tutmak için tespit süreçlerini gözden geçirmesi ve iyileştirmesi önemlidir.
Pazarlama ile ilgili işlerde çalışanlar için bu girişim, sosyal medya platformlarının kullanıcı güvenliğine verdiği önemi ve bu tür iş birliklerinin markaların itibarını nasıl olumlu etkileyebileceğini göstermektedir. Bu tür girişimler, kullanıcı güvenini artırabilir ve markaların sosyal sorumluluklarını yerine getirdiğini vurgulayabilir.
