Bu makale, viral gıda markalarının ambalaj tasarımındaki trendlerin önemini ve bu trendlerin büyük perakende mağazalarına nasıl yayıldığını ele alıyor. Gander adlı Brooklyn merkezli tasarım stüdyosunun kurucu ortağı Mike McVicar, trendleri takip etmenin sınırlayıcı ve bazen sinir bozucu olabileceğini belirtiyor. Ancak, sosyal alışverişin yükselişiyle birlikte, markaların Instagram estetiğine uygun, dopamin yüklü, renkli ambalajlar tasarladığını gözlemliyor.
Makale, 90’lar ve 2000’lerin başında tüketici paketli ürünlerde (CPG) iyi tasarımın öncelik olmadığını, ancak 2010’larda minimalistik ve jenerik tasarımların popüler olduğunu vurguluyor. Günümüzde ise Y2K stilinin yeniden canlandığını ve büyük markaların da bu trende uyum sağladığını belirtiyor.
Ancak, bu trendin dezavantajları da var. Markaların sadece estetik açıdan ilginç tasarımlar yapması, uzun vadede fayda sağlamayabilir. McVicar, markaların kendi hikayelerini ve değerlerini ön plana çıkarmaları gerektiğini savunuyor. Ayrıca, müşteri kitlesini anlamanın ve rekabeti analiz etmenin önemine dikkat çekiyor.
Gander’ın Banza gibi markalarla yaptığı başarılı çalışmalar, farklılaşmanın ve cesur tasarımların nasıl büyük bir etki yaratabileceğini gösteriyor. McVicar, markaların öne çıkması için üç basit ipucu veriyor: Kendi hikayenizle başlayın, müşteri kitlenizi anlayın ve rekabeti analiz edin.
Son olarak, yüksek kaliteli gıda fotoğrafçılığının ambalajlarda kullanılması trendinin yükselişte olduğunu belirtiyor. Sosyal medyanın etkisiyle, genç tüketiciler iştahlarını kabartan ambalajları tercih ediyor ve büyük gıda markaları da ürünlerini daha lezzetli göstermek için bu trende uyum sağlıyor.
Kaynak: https://blog.hubspot.com/marketing/behind-viral-food-brands-do-trends-matter-in-cpg-design