Bu makale, John Lewis’in yeni Noel reklamı “Where Love Lives” üzerine odaklanıyor ve bu reklamın duygusal anlatımda nasıl başarılı olduğunu inceliyor. Reklam, bir baba ve oğul arasındaki ilişkiyi, 1990’ların nostaljik bir parçası olan bir plak hediye edilmesiyle yeniden canlandırıyor. Bu tür duygusal hikaye anlatımı, John Lewis’in yıllardır reklamcılıkta bir standart oluşturmasını sağladı.
Pazarlama profesyonelleri için bu makale, duygusal zekanın ve nostaljinin reklamcılıkta nasıl kullanılabileceğine dair önemli dersler sunuyor. Reklamın başarısı, izleyicilerin %55.8’inin yoğun olumlu duygular yaşamasıyla kanıtlanıyor. Bu, duygusal hikaye anlatımının hala etkili olduğunu gösteriyor. Markalar, nostaljiyi ve evrensel insan bağlantılarını kullanarak geniş kitlelere ulaşabilirler.
Ayrıca, reklamın müzik kullanımı da dikkat çekici. Müzik, hafızayı hızlandıran bir unsur olarak stratejik bir varlık haline geliyor. Bu, pazarlamacılar için müziğin reklam kampanyalarında nasıl etkili bir şekilde kullanılabileceğine dair bir ders niteliğinde.
Makale, duygusal katılımın her zaman davranışsal dönüşümle aynı şey olmadığını vurguluyor. John Lewis, marka sadakati ve güvenini artırmayı hedefliyor, bu da uzun vadede satışlara dönüşebilir. Bu, pazarlama stratejilerinde kısa vadeli satışlardan ziyade marka inşasına odaklanmanın önemini gösteriyor.
Sonuç olarak, John Lewis’in “Where Love Lives” reklamı, duygusal hikaye anlatımının ve nostaljinin gücünü yeniden kanıtlıyor. Pazarlamacılar, bu tür stratejilerle duygusal bağlar kurarak markalarını güçlendirebilirler.
Kaynak: https://www.searchenginejournal.com/where-love-lives-john-lewis-winning-formula-returns/560325/
